0:00
çoğumuzun Almancı bir yakını var öyle değil mi belki de o Almancı sizsinizdir
0:05
her yaz tatilinde yolu gözlenen çikolata ve hediye beklenen insan hani bu hayata
0:11
hiç Almancıların gözünden baktınız mı peki işte bu hikayemizde Almancı bir
0:16
kadının yaşadığı büyük bir dramı ele alacağız hazırsanız hikayemize geçebiliriz iyi seyirler yaşanmış Gerçek
0:23
Hikayeler kanalına abone olmayı ve videoyu beğenmeyi ihmal etme gümrükten
0:29
çıktığında yüzünde bir tebessüm vardı valizi arkasından sürüklüyor gökyüzünün
0:34
gri tonlarıyla boyandığı o sabahın içinde sessizce yürüyordu uzun süredir
0:39
özlediği topraklara çocukluğunun geçtiği sokaklara geri dönmüştü almanya'dan
0:44
memleketine dönüş her zaman yüreğinde karmaşık duygular yaratırdı ama bu kez
0:49
içinde hafif bir burukluk da vardı belki de yıllar boyunca kendini yabancı bir
0:54
ülkeye ait hissetmenin yorgunluğu çökmüştü omuzlarına onu karşılamaya
1:00
gelen minibüs kalabalıktı dayısı halası kuzeni kuzeninin eşi hatta görümcesi
1:07
bile vardı her biri sarılırken içtenmiş gibi görünen ama hesaplı kelimelerle
1:13
karşıladı onu gülüşlerin ardında gizli bir beklenti vardı bunu yıllardır
1:18
biliyordu ama bu defa daha keskin hissediyordu gözlerinin içine bakan her
1:24
çift gözde cebindeki dövizlerin hayalini görüyordu
1:29
yorulmuşsundur gel yolda konuşuruz." dedi dayısı onu ön koltuğa buyur ederken
1:35
köy yoluna girdiklerinde kuzeni aniden dönüp sordu "yenge Almanya'da euro hala
1:42
yüksek mi?" Kadın gülümsedi "hala yüksek." dedi bütün araç kahkahalara boğuldu ama
1:50
o kahkahanın içinde sevgi yoktu hepsi onun para kazanma gücüne o parayla kendi
1:56
hayatlarına kattıkları kolaylıklara gülüyordu kendi hayatı isa kolay olmamıştı hiçbir zaman temizlik
2:02
işlerinde sabahın köründe kalkar ev dolaşır yaşlıların altını değiştirir
2:09
marketlerde reyon dizer sonra da akşamları yaşadığı tek odalı dairede yorgun düşerdi ama şimdi arabanın
2:17
içindeki herkes onu zengin biri sanıyordu yıllar içinde Türkiye'ye her
2:22
geldiğinde aynı döngü yaşanmıştı yemeğe giderlerdi hesabı o
2:28
öderdi çarşıya çıkılırdı herkesin gözleri onun cüzdanındaydı çocukların
2:34
bayramlıkları hastane masrafları kırtasiye giderleri hep ondan karşılanırdı oysa o tek başınaydı
2:42
almanya'da kimsesi yoktu türkiye'de ise herkes ona gurbetçi demekten öte
2:47
gitmemişti insandı yalnız bir kadındı sevilmek isteyen bir insandı ama onlar
2:54
onu sadece yürüyen döviz olarak görüyorlardı bir keresinde dayısı ona
2:59
"Sana güveniyorum benim adıma kredi çekebilir misin?" demişti kadın sırf
3:04
akrabalık bağı bozulmasın diye kabul etmişti çektiği kredinin tek bir taksiti bile
3:10
ödenmemişti tamamını kendisi ödemek zorunda kalmıştı her seferinde içine atmış hiçbirine ses
3:17
etmemişti ya küserseler diye düşünmüştü hep ya kimsem kalmazsa çünkü gerçekten
3:24
de kimsesi yoktu almanya'da tek başına bir apartman dairesinde yaşar sessiz
3:30
akşam yemeklerini tek başına yerdir türkiye'de ise kalabalık bir ailenin içinde yine tek başına hissederdi en
3:38
kötüsü de buydu o yıl Almanya'ya döndüğünde hastalandığını fark etti önce
3:44
halsizlikti sonra geçmeyen ağrılar doktorlar uzun testlerden sonra göğüs
3:49
kanseri teşhisini koyduğunda kadın başını eğdi gözünden tek bir damla yaş
3:55
süzülmedi çünkü zaten yıllardır ruhu hasta kalbi yorgundu hastalığı ilerledikçe
4:02
işler daha da zorlaştı artık çalışamıyordu kira fatura tedavi
4:08
masrafları derken tükenmeye başlamıştı sonunda çareyi Türkiye'ye dönmekte buldu
4:15
dayısının yanına yerleşti ama hiçbir şey düşündüğü gibi olmadı "bu halde bize yük
4:21
olma." dedi halası bir akşam İstanbul'daki hastane masraflarını biz
4:26
mi karşılayacağız dedi kuzeni "zaten yeterince para kazandın Almanya'da
4:31
biriktirmemiş misin?" dedi bir başkası kadın susuyordu herkesin onun sırtından
4:37
geçindiği yılları kimse hatırlamıyordu şimdi hastaydı ve kimse hasta bir insana
4:43
yük olmak istemiyordu bir gün sabah yatağında titreyerek uyanınca dayısı
4:48
geldi ve şöyle söyledi: "Biz seni Ankara'daki bakım evine yatırmayı düşündük en azından profesyonel yardım
4:55
alırsın burada sana bakacak zamanımız yok kadın sadece başını salladı artık
5:04
direniyordu o gün eski bir minibüsle onu bakım evine götürdüler gözleri camdan
5:10
dışarıya baktı çocukluğunun geçtiği o sokakları gençliğinin umutla geçtiği
5:15
yolları izledi kalbi hala sevilmeyi bekliyordu ve o bakım evinde 3 ay sonra
5:21
sessizce hayata gözlerini yumdu kimse cenazeye katılmadı bir avuç görevli onun
5:28
cenazesini köy mezarlığının en tenha köşesine defnetti ama asıl bomba ondan
5:34
sonra patladı avukatı ortaya çıktı elinde bir zarf vardı bir vasiyet ve bu
5:41
vasiyet kadının yıllarca biriktirdiği dövizlerle kimsenin bilmediği bir banka
5:47
hesabındaki yüklü parayla ilgiliydi avukatın elinde tuttuğu zarfın rengi
5:52
bile farklıydı sararmış hafif yıpranmış ama dikkatlice
5:57
saklanmıştı kalabalık yoktu sadece dayı hala iki kuzen ve bir yengeleri vardı
6:04
avukatın karşısında hepsinin yüzünde aynı şey yazılıydı merak ama bu merakın
6:11
içinde acı yoktu özlem yoktu kadının yokluğunun yarattığı bir boşluk değil
6:17
yalnızca içlerinden geçen tek bir düşünce vardı ne bırakmış olabilir
6:22
avukat ciddi bir yüz ifadesiyle oturdu sandalyeye tam yerleşti zarfı yavaşça
6:30
açtı zarftan çıkan kağıdı düzleştirdi sonra gözlüğünü taktı boğazını
6:36
temizleyip konuşmaya başladı vasiyet Almanya'da resmi noter huzurunda hazırlanmış burada
6:42
bulunanların hepsi bu vasiyetin içeriğini duymaya hak sahibidir dayı sessizliği bozdu direkt
6:50
söyleseniz ne kalmış para mı varmış bir yerde avukat
6:55
kaşlarını kaldırdı evet Almanya'da birikmiş yüklü bir miktar döviz bulunuyor ayrıca sigorta fonundan
7:03
alınacak toplu bir para da mevcut merhumun vasiyetine göre bu paranın tamamı Türkiye'deki yeğenlerinin eğitimi
7:10
için harcanacak bizzat isim belirtilmiş her bir çocuk için ayrı ayrı hesaplar
7:17
açılmış herkes önce dondu sonra halının oğlu yüksek sesle konuştu nasıl yani
7:24
bize değil çocuklara mı kalmış her şey avukat başını salladı evet kalan parayla
7:31
her çocuğun üniversite eğitim masrafı konaklama gideri ve kitapları dahil olmak üzere 4 yıllık bir plan yapılmış
7:39
kadının son isteği kendisinden bir şey alan herkesin kendi çocuklarına yatırım
7:44
yaparak pişmanlıkla değil umutla hatırlanmasıymış salon buz gibi olmuştu herkes göz göze
7:51
geldi hiçbiri konuşamıyordu kadını hayattayken sadece cüzdanı olarak gören
7:56
bu insanlar şimdi onun ölmeden önce bile onların çocukları için düşündüğünü öğrenince yutkunamadılar içlerinden biri
8:05
mırıldandı biz ona ne yaptık hiçbiri cevap veremedi avukat konuşmasına devam
8:11
etti ayrıca bir mektup daha var el yazısıyla yazılmış onu da sizinle paylaşmamı istedi kağıdı açtı kadının
8:18
titrek kalem izleri görünüyordu avukat okumaya başladı ben bu satırları yazarken bile hastanede serum bağlıyken
8:25
ellerim titriyordu siz beni hiç gerçekten sevmediniz bunu biliyorum her
8:31
gelişimde sadece paramı sordunuz düğünlerinizde bayramlarınızda çocuklarınız hasta olduğunda hep beni
8:38
hatırladınız ama ben hasta olduğumda kimse beni sormadı ben tek başıma
8:44
yaşadım almanya'da dört duvar arasında yaşlandım tek başıma doktora gittim tek
8:50
başıma ağladım siz benim canımı acıttınız ama çocuklarınıza kıyamadım
8:55
onların da bir gün aynı yalnızlığa düşmemesi için bir şey yapmak istedim eğer beni hatırlamak isterseniz bir
9:02
çocuk odasına bakın bir kitaplık açın bir üniversite kampüsüne girin belki
9:08
orada beni bulursunuz salonda çıt çıkmadı halın gözleri doldu ama ağlamadı dayı alnını
9:16
ovuşturdu kuzenlerden biri başını eğdi ama en çok susan kişi yıllar önce kadına
9:22
kredi çektirip borcunu hiç ödemeyen kişiydi duvardaki saate baktı sanki
9:27
zaman geri alınabilirmiş gibi ama alınamazdı ertesi sabah köyde söylenti
9:33
başladı önce kahvede konuşuldu sonra fısıltı sokaklara yayıldı gurbetçi kadın
9:39
çocuklara servet bırakmış ölmeden önce bile düşünmüş onları oysa hepsi onu
9:44
unuttu demek ki bazı insanlar sessizce yazar kaderini ama o gün bir kişi
9:51
mezarlığın köşesine sessizce gitti kadının mezarına bir karanfil bıraktı
9:56
dayının küçükoğlu "Ben büyüyünce doktor olacağım söz veriyorum beni unutmayan
10:02
tek kişi sendin." dedi kadının sesi rüzgarda duyulmadı ama mezarın başında
10:08
bir huzur esti çünkü bazen en sessiz gidenler bile en çok şeyi anlatır
10:13
kadının mezarı başında bırakılan karanfil solmadan köydeki tüm dengeler değişti önce sessizlik çöktü sonra bu
10:21
sessizlik bazı evlerin içinde suçluluğa bazı odalarda öfkeye bazı yüreklerde de
10:27
sessiz bir pişmanlığa dönüştü kimse yüksek sesle konuşamıyordu artık onun hakkında çünkü artık her söz kendi
10:35
ayıbını aynada görmek gibiydi dayının eşi sabah kahvaltısında çayı karıştırırken kocasına sordu şimdi
10:43
ne olacak bu çocukların eğitimi adam ters ters baktı ne olacaksa
10:49
olur kadın ölmüş bizlik bir şey kalmadı ama adamın içi içini yiyordu çünkü
10:55
yıllar önce onu kendi adına kredi çektirmeye ikna eden de oydu senin
11:00
üzerine çekelim sen dövizi daha kolay ödüyorsun hem biz akrabayız." demişti
11:06
sonra aylarca ödeme yapmamış kadın da gıkını çıkaramamıştı şimdi o borç yüzünden
11:12
kadın hastalığında bile bankalara borç öderken onlardan tek bir telefon bile almamıştı kadının yaşarken söylediği tek
11:19
şey hala kulağında çınlıyordu senin bana küsmeni istemiyorum şimdi fark ediyordu
11:26
o kadının kimsesi olmadığını biliyorlardı küsülse yalnız kalacağını da biliyorlardı ve bunu ona karşı bir
11:33
koz gibi kullanmışlardı ama şimdi ne yüzle mezara gidebilirdi halanın oğlu
11:39
üniversiteye bu yıl başlayacaktı normalde şehir dışında bir okul kazanmış
11:45
ama paramız yok denilerek kayıt yaptırılmamıştı şimdi kadın öldükten
11:50
sonra o çocuğun eğitimi için fon açılmıştı ama genç içten içe huzursuzdu
11:56
annesi sevinçten yemekler yapıyor bak görüyorsun o da sonunda bir işe yaradı."
12:02
diyordu ama genç gece yatağa başını koyduğunda gözlerini kapatınca kadının
12:08
Almanya'dan gelişini hatırlıyordu valiziyle eve geldiği gün annesinin "Bak
12:14
Eurocu teyze geldi" deyişini kadının sessizce mutfağa geçip bulaşık
12:19
yıkayışını bayramda kendi çocuklarına alınan bayramlıkları o alırken annesinin
12:25
neşesini kadının cebindeki son parayı verirken kimseye belli etmemeye çalışmasını şimdi o çocuk bu parayla
12:32
okula gidecekti ve bunu hiç hak etmediğini hissediyordu bir gün kadın
12:37
hayattayken yaşadığı eve Almanya'dan biri geldi kadının yıllardır birlikte
12:43
çalıştığı Alman komşusuymuş elinde birkaç kutu birkaç zarif dosya ve birkaç
12:49
eski fotoğraf vardı köyde herkes yabancıyı uzaktan izledi avukatla
12:54
buluştu sonra mezarlığa tek başına gitti elindeki fotoğrafları açtı bir tanesi
13:00
kadınla birlikte çalışırken çekilmişti gözleri ışıl ışıldı fotoğrafı mezarın
13:06
başına koydu ardından mırıldandı frau die ichte
13:12
o tanıdığım en cesur kadındı sonra cebinden küçük bir defter çıkardı
13:18
defterde yıllarca birlikte yaşadıkları küçük notlar vardı kadının Almanca öğrenmek için yazdığı kelimeler yemek
13:25
tarifleri çamaşır deterjanı alışveriş listesi sigorta tarihleri hatta bazen
13:31
yazdığı küçük notlar bugün fazla yoruldum ama onların haberi yok yine
13:37
para istediler bu sefer hayır diyemedim ben olmasam kimse onları düşünmez ama
13:44
ben de yokum aslında yabancı kadın ağladı mezarlığın sessizliğinde sadece
13:50
onun gözyaşı sesi yankılandı sonra defteri avukata verdi bunu ailesine
13:56
gösterin belki kim olduklarını hatırlar avukat defteri dayıya teslim
14:02
ettiğinde adam başta önemsemedi ne olacak ki günlük mü ama
14:08
bir gece herkes uyuduktan sonra salonda yalnız kaldığında defteri açtı ilk
14:14
sayfalarda Almanca kelimeler vardı abşit einsam hofnum
14:21
ayrılık yalnızlık umut sonra el yazısı
14:27
değişti kadının dili yumuşak cümleleri içe dönüktü bir sayfada şöyle yazıyordu türkiye'ye
14:35
geldiğimde gözlerime bakmadılar ama ben yine de sofraya oturdum çünkü başka
14:41
yerim yoktu bir diğerinde ben onlara küsmedim çünkü onlar bana küserse ben bu
14:49
hayatta yokum ve son satır bir gün beni hatırlarsa biz onu üzmüştük desinler o
14:57
bize hiç kötü bir şey yapmadı desinler çünkü ben sevildim mi bilmiyorum ama sevdim hep dayı defteri kapattı gözleri
15:06
doldu ama ağlamadı çünkü bu gözyaşları yıllar önce dökülmeliydi şimdi akan her
15:12
damla sadece suçluluktu köyde artık onun adı anıldığında herkes başını öne
15:18
eğiyordu herkesin kendi içinde hesaplaştığı ama kimsenin yüksek sesle
15:23
konuşmadığı bir utanç olmuştu adı ama bir çocuk okuldan döndüğünde defteri
15:29
aldı kitaplarının arasına koydu çünkü onun için o kadın sadece para gönderen
15:35
biri değil bir kahramandı kadının ölümünden aylar geçmesine rağmen evin
15:40
içindeki hava hala ağırdı herkes onun vasiyetinden bahsediyordu ama kimse
15:45
yüksek sesle "Keşke yaşarken yanında olsaydık." demiyordu oysa her biri
15:51
biliyordu ki Almanya'dan döndüğünde hastaydı kadın bitkin yorgun kırık bir
15:58
kuş gibi ama kimse sormamıştı nasılsın o günlerde her birinin başka
16:05
planı vardı kiminin çocuğu evlenecekti kiminin arabası bozulmuştu kadın ise hep
16:12
sessizdi hatta hastalığını bile bir komşunun ağzından duyduklarında inanmak
16:17
istememişlerdi yok canım o güçlüdür abartıyorlardır ama şimdi miras ortaya
16:23
çıkınca herkes sustu çünkü kadın gerçekten bir şeyler bırakmıştı geriye
16:29
ve bunlar sadece para değildi biriktirdiği evraklar sağlık raporları
16:34
yazdığı mektuplar sakladığı fotoğraflar her biri geçmişin aynası gibiydi aynaya
16:41
bakan herkes kendi yüzünü görüyordu ve gördüklerini beğenmiyordu kadının
16:47
Türkiye'de kaldığı ev satılmıştı küçük eski kerpiçten yapılma bir yapıydı ama
16:53
içinde onun sesleri yankılanıyordu hala kapının ardında bıraktığı yıpranmış
16:58
valiz köşedeki kırık sandalye mutfakta hala duran boş kahve fincanı dayının
17:05
küçük kızı annesinin haberi olmadan eve girdi bir gün merak etmişti herkes bu
17:10
evden kaçarken o oraya çekiliyordu küçük kız kadının odasında yerde bir kutu
17:16
buldu kutunun içinde mektuplar vardı her biri farklı tarihlerde farklı akrabalara
17:22
yazılmış ama hiçbirinin gönderilmediği belliydi zarflar kapatılmamıştı bir
17:28
tanesini okudu "sevgili halam sana kırgın değilim çünkü kırgın olmak için
17:33
önce değer görmek gerekiyor beni sadece para getiren biri olarak gördüğünüzü biliyorum ama ben yine de her geldiğimde
17:41
size sarıldım çünkü benim başka kimsem yoktu küçük kız mektubu katladı içinde
17:47
ağır bir sızı hissetti o güne kadar kadını hiç sevmemişti annesi öyle istemişti "o
17:55
sadece gösteriş yapar sözde yardım ediyor ama yüzümüze vuruyor." demişti hep ama bu mektuplar başka bir şeyi
18:02
anlatıyordu kadının sesi çok daha yumuşaktı hatta kırılgan bir çocuktan
18:08
farksızdı kadının mirasıyla oluşturulan eğitim fonu açıklanınca köyde kıyamet
18:14
koptu nasıl yani bizim çocuklar mı okuyacak onun parasıyla e yaşarken bir
18:20
şey yapmadı şimdi ne anlamı var almanlar bir şey çevirdi bence avukatlar orayı
18:26
burayı karıştırıyor kesin başka mal da vardır dedikodular büyüdü fakat avukat
18:32
tüm belgeleri açıkça ortaya koydu kadının Almanya'da yıllarca biriktirdiği
18:37
her kuruş Almanya'daki iş yerinin katkısıyla bir vakfa aktarılmıştı vakıf kadının soyadını
18:44
taşıyordu tek amacı eğitim öyle ki sadece yeğenleri değil köydeki tüm
18:50
ihtiyaç sahibi çocuklar bu fondan yararlanacaktı ama insanlar bunu bile
18:56
hazmedemedi bizim paramızla okuyorlar diye söylendiler oysa o bizim dedikleri
19:02
para yıllarca kimsenin sormadığı nasılsının bedeliydi dayının büyük oğlu
19:08
üniversiteye başlamıştı ama sınıf arkadaşlarına kadını anlatırken cümleleri eksik kalıyordu bir akrabamız
19:15
vardı yardım etti allah rahmet eylesin daha fazlasını diyemiyordu çünkü
19:22
içi buruktu kadının fotoğrafını cüzdanına koymuştu ama kimseye gösteremiyordu bir gün bir hocası sordu
19:30
"bu fondan yararlanıyorsun kadını tanıyor muydun?" "Tanıyordum ama tanımam
19:36
gerektiği gibi değilmiş." dedi o gün sabaha kadar ağladı kadının hayatındaki
19:42
boşluk öldükten sonra herkeste bir iz bırakmıştı ama artık geri dönüşü yoktu
19:47
ne bir telefon açılabilir ne de bir ziyaret yapılabilirdi her şey geç kalmıştı avukat kadının bıraktığı son
19:55
kaseti oynattı kaset eski bir Almanca kaset çalarda
20:00
kaydedilmişti kadın konuşuyordu sesi yorgundu ama kararlıydı eğer bu sesi dinliyorsanız
20:07
ben artık yokum ama kalbim hala burada ben Almanya'da yalnızdım türkiye'de
20:14
kalabalığın içinde de yalnızdım ama şimdi biliyorum ben yine de iyi biri olarak gitmek istedim kimseyi üzmeden
20:21
kimsenin yükü olmadan ben bu hayatı anlamadım ama belki siz benim bıraktığım
20:27
yerden başlarsınız anlamaya o kaset köyde yankılandı
20:32
herkesin duyması için hoparlörle çalındı bazıları camı kapattı bazıları ağladı
20:39
bazıları ise sadece başını eğdi ve o andan sonra artık hiç kimse onun adını
20:45
küçümseyerek anamadı çünkü o artık sadece bir akraba değil bir izdi bir
20:52
örnek bir sessiz kahraman köyde artık kimse yüksek sesle konuşmuyordu onun
20:59
hakkında kadının adı bir tabu haline gelmişti kimisi ona saygısından kimisi
21:05
utancından susuyordu fakat en derin suskunluk dayının evindeydi kadının
21:11
kaldığı eski odanın kapısı kilitlenmişti üzerine anahtar bile asılmıştı sanki
21:17
içeride hala onun nefesi dolaşıyormuş gibi kimse girmeye cesaret edemiyordu
21:22
dayının eşi bir gün temizlik yaparken kapıyı açmaya geltendi ama o an bir
21:29
ürpertiyle elini geri çekti bir fotoğraf vardı kapının arkasına sıkıştırılmış
21:34
kadın Almanya'da bir tren istasyonunda elinde valizi yüzünde yorgun ama huzurlu
21:40
bir gülümsemeyle duruyordu kim çekmişti neden bırakmıştı oraya kimse bilmiyordu
21:46
ama belli ki o odada kalan sadece eşyalar değildi o odada bir ömür
21:52
susmuştu miras meselesi kadının ölümünden sonra sadece akrabalarda değil
21:58
köyde de büyük bir değişim yaratmıştı vakıf sadece yeğenlerin değil ihtiyaç
22:04
sahibi pek çok çocuğun okul masraflarını üstlenmişti bu durum bazılarını minnetle
22:11
bazılarını kıskançlıkla doldurmuştu köy kahvesinde oturan yaşlı bir adam çayını karıştırırken sessizliği
22:19
bozdu biz onu anlayamadık anlamaya da çalışmadık ama o bizi hep düşündü
22:27
köylüler başlarını salladı ama kimse konuşmadı çünkü herkesin bildiği ama
22:32
kimsenin söylemeye cesaret edemediği bir gerçek vardı kadın hayatının son
22:37
günlerinde yalnız kalmıştı öyle bir yalnızlık ki kimse onun cenazesine bile
22:43
zamanında varamamıştı dayının oğlu artık üniversitedeydi okulun yurdunda kalan bu
22:49
genç bir gece yatağında dönüp dururken kadının yazdığı ama gönderilmeyen mektuplarından birini çıkardı
22:56
çantasından birkaç ay önce küçük kardeşi ona vermişti mektup sararmıştı köşeleri kıvrılmıştı
23:03
satırlar Almanca ve Türkçe karışımı yazılmıştı sevgili yeğenim belki bu
23:09
mektubu hiçbir zaman okumayacaksın ama bil ki ben seni hep çok sevdim keşke
23:14
birlikte bir sinemaya gitseydik keşke bir gün sadece sen arayıp "Hadi gel halam sinemaya gidelim" deseydin benim
23:22
için o bile yeterdi genç adam gözyaşlarını tutamadı
23:27
ertesi sabah okula gitmeden önce kadının adının yazılı olduğu vakıf ofisine uğradı masadaki kadına sordu bu vakıf
23:35
onun fikirleri miydi gerçekten kadın başını salladı evet her şeyi o planladı
23:42
hatta üniversite öğrencilerine mektup yazın onların gelişimini takip edin diye bile not
23:48
bırakmış genç adam masadaki deftere sayfalarca yazı döktü o gün halasına
23:53
yazdı hiç demediği sözleri söyledi özür diledi ve ilk defa içinden gelen bir
24:00
teşekkürle bitirdi mektubunu köyde kadın hala konuşuluyordu ama bu kez laf sokan
24:06
cümleler yoktu artık çocuklar annelerine soruyordu anne o kadın kimdi anneler
24:13
sessizce cevap veriyordu bir akrabamızdı çok iyi biriydi ama biz kıymetini
24:19
bilemedik bazı anneler çocuklarına ondan bahsetmemek için geçiştiriyordu ama
24:25
bazıları pişmanlığın yüreğindeki ağrılığını hafifletmek için kadını anlatıyordu çok çalışırdı hep yalnızdı
24:34
ama senin okuman için bir yol açtı kadının Almanya'daki evi satılmış geliri
24:39
vakfa devredilmişti evden çıkan günlükler ve eşyalar özel bir odada
24:45
sergilenmeye başlanmıştı oraya giden her öğrenci kadının yalnızlığına bir nebze
24:50
olsun eşlik ediyordu artık her biri onunla tanışmak isterdi ama hiçbirinin
24:56
artık böyle bir şansı yoktu oysa o yaşarken kapısı herkese açıktı dayının
25:03
eşi bir gün kendi kendine konuşurken gözyaşlarına boğuldu ben onu hiç sevmedim çünkü onda hep kendimi eksik
25:10
hissettim meğer onun eksikliğiymiş beni rahatsız eden benim değil
25:16
bu itirafı kimse duymadı ama o andan sonra kadın her sabah mezarlığa uğrayıp
25:22
onun mezarına bir bardak su koymaya başladı köy mezarlığının bir köşesindeki
25:27
mezar artık çiçeklerle doluydu başta kimse gitmiyordu ama sonra çocuklar
25:33
oraya uğramaya dua etmeye başladı çünkü vakıf her öğrencisine onun hayatını
25:38
anlatan küçük bir kitapçık dağıtmıştı hayatında hiç elinden tutulmamış bir kadının başka elleri tutmak için verdiği
25:46
mücadeleyi okuyacaksınız sessizlikte yankılanan gerçekler artık köyün duvarlarında yazılıydı herkes biliyordu
25:53
o kadın yalnız ölmüştü ama arkasında bir ordu gibi yürüyen gençler bırakmıştı ve
25:59
bu gençler onun sustuğu her yerde konuşmaya başlamıştı kadının vefatından
26:04
aylar geçmişti fakat zaman onun yokluğuna alışmak bir yana geride
26:09
bıraktığı izleri daha da derinleştirmişti türkiye'deki o küçük köy artık onun adıyla anılan bir vakfın
26:16
merkezi olmuştu eskiden yalnızca düğünlerde cenazelerde konuşulan kadın
26:22
şimdi ilham veren bir figürdü köy okulunun önüne onun ismi verilen bir kütüphane açılmıştı açılış töreninde
26:30
dayının oğlu kürsüdeydi elinde titreyen bir kağıt vardı bu sadece bir teşekkür konuşması değil
26:37
bu bir özür bir zamanlar varlığını fark etmediğimiz kıymetini bilmediğimiz bir
26:43
kadına edilen toplu bir özür gözleri doldu seyirciler arasında oturan dayı
26:50
ilk kez başını önüne eğdi yanındaki eşi sessizce elini tuttu ama artık ne o
26:56
tutuş ne o bakış bir anlam taşıyordu çünkü gerçeklerin yükü çoktan omuzlarına
27:02
binmişti kadının Almanya'daki eşyaları Türkiye'ye getirilmişti en özel eşyası
27:08
ise eski bir defterdi sayfalarında Almanca ve Türkçe karışık cümleler
27:13
yapıştırılmış tren biletleri çocukken yazdığı şiirler vardı bu defter şimdi
27:19
köy kütüphanesinin cam ekanında sergileniyordu köylülerden biri yaşlı bir kadın torununa camekana doğru
27:26
eğilerek şunu söyledi bak kızım bu defterin sahibi zamanında herkese iyilik
27:33
yaptı ama kimse onun elinden tutmadı ama sen unutma bir el seni tutmasa bile sen
27:40
başkasının elinden tutmayı bil almanya'daki sigorta şirketinden gelen
27:46
mektup kadının bıraktığı mirasın sadece Türkiye'de değil Almanya'da da iz
27:52
bıraktığını gösterdi kadın oradaki göçmen derneklerine de bağışta bulunmuş
27:57
özellikle yalnız yaşayan yaşlı kadınlar için aylık yardım fonu oluşturmuştu bu bilgi Almanya'daki küçük
28:04
bir yerel gazeteye haber oldu haberin başlığı şuydu yalnız kadın yüzlerce
28:10
hayatın sessiz kahramanı oldu gazete küpürü günün birinde Türkiye'ye ulaştı
28:17
dayının kızı bu küpürü odasında duvara ası annesi ona garip garip baktı ama
28:23
hiçbir şey demedi kız yıllar sonra bile onu hatırlamak için bir yol bulmuştu
28:29
köyde yapılan bir belgesel çekiminde kameraman kadının mezar taşına odaklandığında bir detay gözünden
28:35
kaçmadı mezar taşının en altına şunlar yazılmıştı bu hayatta hiç kimsem yoktu
28:42
ama yine de herkesi sevdim belgeselin sonunda bu cümle ekrana geldiğinde
28:48
ekibin çoğu gözyaşlarını tutamamıştı o yaz vakıf ilk mezuniyet törenini
28:54
düzenledi eğitim hayatları boyunca desteklenen gençler diplomalarını alırken onun ismini andılar her biri
29:01
sahneye çıkmadan önce küçük bir karanfil bıraktı sahneye onlarca karanfil sahne
29:08
kırmızıya boyandı ve salon sessizce alkışladı sessizlik bile anlam
29:13
kazanmıştı o an yıllar sonra herkesin aklında tek bir cümle yankılandı onun
29:19
varlığı yokluğunda anlaşıldı dayı bir gün tek başına köyün dışındaki mezarlığa yürüdü elinde bir
29:27
bardak su yoktu çiçek de getirmemişti ama ilk defa içinden gelerek yürüyordu
29:33
mezarın başında eğildi toprağa dokundu "beni affedebilir misin?" dedi rüzgar
29:39
hafifçe esti gökyüzü açıktı güneş toprağın üzerine bir huzme düşürdü dayı
29:46
başını kaldırdı gözlerini kapattı ne bir ses geldi ne bir işaret ama o gün
29:52
kendine ilk kez dürüst olmuştu ve bu dürüstlük onun için geç kalınmış bir
29:58
itiraf değil ömür boyu taşıyacağı bir yara olarak kalacaktı vasiyet onun
30:04
yalnızlığının haykırışıydı ama aynı zamanda insanlara bıraktığı bir aynaydı
30:09
herkes o aynaya bakarken kendi eksikliğini sevgisizliğini ihmalkarlığını gördü ve bazı yaralar
30:17
kapanmadı kapanmamalıydı da çünkü bazı pişmanlıklar kalplerde bir uyarı olarak
30:23
yaşamalıydı yaşanmış Gerçek Hikayeler kanalına abone
30:29
olmayı ve videoyu beğenmeyi ihmal etme evet