0:00
şimdi annenizi düşünün umarım hayatta ve
0:03
sağlıklıdır anneniz sevdiği adamla yani
0:06
babanızla dürüstlüğü ve saf sevgisi
0:08
dışında hiçbir şeyi yokken evlenmiş
0:10
olsun hatta annenizin gelinliği bile
0:13
emanet gelinlik olsun duygu dolu bu
0:16
hikayemizde hayatınızdan bir parça
0:18
bulacaksınız eğer hazırsanız hikayemize
0:21
geçebiliriz umarım beğenirsiniz iyi
0:23
seyirler yaşanmış Gerçek Hikayeler
0:26
kanalına abone olmayı ve videoyu
0:28
beğenmeyi ihmal etme rüzgar dağların
0:31
yamacına sıkışmış taş evlerin arasında
0:33
uğuldayarak esiyordu sabahın ilk
0:36
ışıkları köyün dar patikalarına düşerken
0:39
yalnız başına yaşayan genç adam
0:41
keçilerini ağıla kapatıyor sırtındaki
0:45
düzeltiyordu bu dağ köyü onun hem evi
0:49
hem kaderiydi sessiz soğuk ve kimseye
0:52
açılmayan bu köyde yıllardır tek başına
0:55
ayakta duruyordu ne bir anne sesi
0:57
yankılanıyordu evinde ne de bir babanın
1:00
gölgesi düşüyordu eşiye hayatının ilk
1:03
yarısını öksüz ikinci yarısını ise
1:06
sessiz geçirmişti bu sabah diğer
1:09
sabahlardan farklıydı içinde tarif
1:11
edemediği bir sıkışma vardı keçiler daha
1:14
yeni ağdan çıkmışken köyün tepesinden
1:17
gelen bir araba sesi duyuldu toz kalktı
1:20
kuşlar ürktü gelen her yaz köyüne
1:23
uğrayan o inşaat işleriyle uğraşan
1:26
adamdı şehirli görünümüyle köyün
1:28
taşlarına aykırı düşse de herkesin saygı
1:31
duyduğu çocukluğundan beri herkesin
1:34
bildiği biriydi bahçedeki tahta sıraya
1:37
oturmuş çay içen genç adam gelenin kim
1:39
olduğunu anlamıştı ama onun bu gelişine
1:42
bir anlam verememişti adam arabadan indi
1:45
gülümsedi ceketinin düğmesini çözdü eski
1:48
dostun yanına yürüdü "çayın varsa içmeye
1:52
geldim." dedi genç adam yer gösterdi
1:55
kendi oturduğu tabureyi ona verdi "her
1:58
zaman var." dedi biraz sustular rüzgar
2:01
dalları devirdi uzaklardan keçi sesleri
2:04
yankılandı sonra inşaat işleriyle
2:07
uğraşan adam konuya girdi "senin
2:10
evlenmek istediğini duydum." dedi genç
2:13
adam utanır gibi oldu gözlerini kaçırdı
2:16
çayı tazelerken başını eğdi istiyorum
2:20
ama kim kabul eder ki bu hayatı dedi
2:23
adam biraz güldü belki biri eder belki
2:26
de çok uzaklarda biri azerbaycan'da
2:29
tanıdığım bir aile var kızları var
2:31
ahlaklı dürüst ailesi de öyle birkaç yıl
2:35
önce bana "Türkiye'de iyi birisi varsa
2:38
kızımızı veririz." demişlerdi o zaman
2:40
aklıma biri gelmemişti şimdi geldin dedi
2:44
genç adam irkildi ben mi dedi sen dedi
2:49
adam sen olursun kötü alışkanlığın yok
2:52
çalışkansın yalnızsın onların istediği
2:55
de bu zaten ama şunu da söyleyebim kola
2:58
ikna olmazlar hele ki senin yaşadığın bu
3:03
duyduklarında genç adam gözlerini
3:05
kaçırdı gülümsedi ama içinde umutla
3:08
korkunun arasında bir yerde sıkışıp
3:12
gideriz dedi adam tanışırsınız olmazsa
3:17
kaybedebilirsin o gece genç adam
3:19
gökyüzüne baktı yıldızlar öksüz bir
3:22
çocuğun yüreğine fısıldar gibi
3:24
parlıyordu umut ilk defa bu kadar
3:27
yakındı ama aynı zamanda ulaşılması
3:29
imkansız görünüyordu bir hafta sonra
3:32
sınırlardan geçerek Azerbaycan'a doğru
3:35
yola çıktılar dağlar ardı ardına geçildi
3:38
tabelalar değişti diller karıştı ama
3:42
sessizlik aynen sürdü genç adam yol
3:45
boyunca çok konuşmadı her şey içindeydi
3:49
hayatında ilk defa bir kadına aşık
3:51
olabileceği ihtimali vardı ama yine de
3:54
bunu düşünmeye cesaret edemiyordu
3:57
azerbaycan'da karşılandıklarında sıcak
3:59
bir evin içindeydiler kalabalık bir aile
4:02
vardı erkek kardeşler koltuklarda
4:05
oturuyordu reyhan'ın babası göz ucuyla
4:08
genç adamı süzüyordu onca yol gelen bu
4:11
gencin neden bu kadar sessiz olduğunu
4:14
etmişti reyhansa odanın köşesindeydi
4:18
başörtüsünün kenarından genç adama bir
4:20
bakış attı o anda ikisinin de kalbinde
4:23
bir şey oldu sessiz sarsıcı içe işleyen
4:27
bir yakınlık reyhan genç adamın
4:30
gözlerine baktığında o gözlerde bir
4:32
dağın yorgunluğunu ama aynı zamanda
4:35
dimdik duruşunu gördü genç adamsa
4:39
Reyhan'ın bakışlarında yıllardır aradığı
4:41
sıcaklığı hissetti akşam yemek sırasında
4:45
sessizlik daha da ağırlaştı reyhan
4:48
babasına döndü "ben onunla Türkiye'ye
4:51
gitmek istiyorum." dedi masada çatallar
4:54
bırakıldı herkes sustu annesi gözlerini
4:58
yere indirdi erkek kardeşleri yüzlerine
5:01
bakmadı babası başını salladı sen
5:05
şehirde büyüdün Reyhan dağ nedir
5:07
bilmezsin sabahın 4'ünde uyanmak karda
5:10
buzda keçi gütmek nedir bilmezsin oğlan
5:13
iyi iyi dürüst temiz ama sen orada
5:17
yapamazsın." dedi reyhan masadan kalktı
5:20
gözlerinde kararlılık vardı "yapacağım."
5:24
dedi bir hafta içinde hazırlıklar
5:26
yapıldı reyhan'ın çeyizi sandıklara
5:29
kondu gelinliği bile yoktu genç adamın
5:32
alacak parası da yoktu reyhan ile genç
5:35
adamın durumunu öğrenen Türkiye'deki
5:37
hikayemizin yazarının annesi yıllar önce
5:40
sandığa kaldırdığı gelinliği çıkardı
5:43
oğlunun olmayacağını bilerek kaldırdığı
5:45
gelinlikti bu gelinim olmayacak benim
5:48
güzel gün görsün diye saklamıştım reyhan
5:52
giysin." dedi ve Reyhan emanet bir
5:55
gelinlikle Türkiye'ye gelin gelmişti
5:58
böylece hikayemizin adı da emanet
6:00
gelinlik olmuştu köye vardıkları gün
6:03
hava sisliğiydi dağlar başlarını
6:06
dumanlara gizlemişti yağmur yeni
6:08
kesilmişti toprak ağır ve ıslaktı genç
6:12
adam arabadan indiğinde gözlerini
6:14
dağlara çevirdi yanındaki gelinse başını
6:17
kaldırıp etrafına bakındı burası onun
6:20
için bir bilinmezdi taş evler çamur
6:23
yollar duman kokan soba bacaları ne
6:26
varsa yabancıydı ama bir o kadar da
6:29
huzurluydu evin kapısını açtıklarında
6:31
içeriden toprak ve odun kokusu yükseldi
6:34
soba yanıyordu duvarları beyaz badanalı
6:37
tavanı alçak pencereleri küçük bir evdi
6:40
reyhan eşiğine adımını attığında
6:42
ayakkabısını çıkardı ve bir an tereddüt
6:45
etti sonra gülümsedi başını öne eğerek
6:49
içeri girdi ilk geceleri çıtırdayan
6:52
sobanın sesiyle geçti genç adam yorgundu
6:55
reyhan ise sessizdi içinde yabancı bir
6:58
evde uyanma korkusu vardı ama o gece
7:01
başını yastığa koyduğunda burnuna gelen
7:03
odun kokusunda bir garip huzur
7:06
buldu ertesi sabah horoz sesiyle uyandı
7:09
göz kapakları ağırdı üşüyordu genç adam
7:13
çoktan uyanmış keçileri ağıla götürmüştü
7:16
reyhan pencereyi açtı sis hala
7:19
kalkmamıştı dağlar suskundu sobaya odun
7:23
atmayı öğrenmek için yavaşça kapağını
7:25
açtı korları karıştırdı sonra dışarı
7:28
çıktı eşini izledi genç adam eğilmiş
7:32
keçilere su veriyordu ellerinde yara
7:34
izleri vardı reyhan o ellerin ne kadar
7:37
çalışkan olduğunu düşündü ilk günler zor
7:40
geçti su kuyudan çekiliyordu çamaşır
7:43
yıkamak için kazanda su ısıtılıyordu
7:46
pazar uzak yollar çamurdu ama Reyhan
7:49
şikayet etmedi her gün bir şey daha
7:52
öğrendi keçi sağmayı yoğurt mayalamayı
7:55
odun kırmayı bir akşam sobanın başında
7:59
sessizce otururken genç adam ona baktı
8:02
zorlanıyor musun?" dedi reyhan başını
8:05
iki yana salladı "hayır ama alışmam
8:09
zaman alacak." dedi genç adam sustu
8:12
sobaya baktı sonra cebinden bir bilezik
8:15
çıkardı incecikti sade bir altın
8:18
halkaydı reyhan'ın avucuna koydu
8:22
alamadım şimdi oldu küçük ama sana ait
8:25
dedi reyhan bileziği parmaklarıyla
8:28
okşadı gözleri doldu ama bir şey
8:30
söylemedi gülümsedi günler haftaları
8:33
haftalar ayları kovaladı reyhan'ın ten
8:36
güneşte koyulaştı saçlarına dağ kokusu
8:39
sinmeye başladı sabahları eşinden önce
8:42
kalkar oldu keçilere seslenirken sesi
8:45
gürleşti artık yolları ezberlemişti
8:48
artık o da bir köylüydü ilk oğulları
8:50
doğduğunda bütün köy eve toplandı reyhan
8:54
sancılar içinde doğurdu çocuğu genç adam
8:57
kapının önünde dua etti ağlayan bebek
9:00
sesi duyulduğunda gözleri doldu reyhan
9:03
yorgundu ama gülümsüyordu sanki o an
9:06
bütün yalnızlıkları bütün yorgunlukları
9:10
silinmişti yıllar geçti ikinci oğlu
9:13
sonra 3üncü oğlu doğdu reyhan artık
9:16
köyde bir yabancı değil bir ana olmuştu
9:19
ellerinde nasır gözlerinde sevgi vardı
9:23
kendi oğullarını sırtında taşıyarak keçi
9:25
güttü karla kaplı tepelerde çocukları
9:28
sırtında keçileri önde yürüdü genç adam
9:31
her akşam eve geldiğinde Reyhan kapıda
9:34
olurdu üstü başı toprak ama yüzü ışık
9:37
dolu olurdu bir gün genç adam balık
9:40
tutmaya gideceğini söyledi her zamanki
9:42
gibi sabah erkenden çıktı elinde sepet
9:46
sırtında oltası reyhan pencereye
9:49
yaslandı arkasından baktı içinde küçük
9:52
bir sıkıntı vardı ama ses etmedi o gün
9:55
hava önce açık sonra pusluydu rüzgar
9:59
sertleşti reyhan çocuklarla uğraştı
10:02
yoğurt yaptı peynir mayaladı keçileri
10:05
ağla çekti akşam oldu ama genç adam
10:08
gelmedi reyhan pencereye döndü kapıya
10:11
baktı içinde bir ağırlık çöktü hemen
10:14
komşuya koştu gitti ama dönmedi dedi
10:21
dereye gidildi çamurlu sulara bakıldı ay
10:24
ışığında yürekler ürperdi o gece genç
10:27
adam bulunamadı sabah derede sepeti
10:30
sonra bedeni bulundu su yutmuştu
10:33
sessizce kimseye veda etmeden gitmişti
10:37
reyhan dizlerinin üstüne çöktü bağırmadı
10:41
ağlamadı sadece başını eğdi ve uzun süre
10:45
kıpırdamadı oğulları babalarının yüzünü
10:49
göremeyeceklerdi reyhan artık sadece bir
10:51
gelin değil yalnız bir anneydi ama
10:54
yılmadı oğullarını sırtına aldı
10:57
keçilerini güttü sütlerini sağdı peynir
11:00
yaptı çocuklar okula başladı reyhan
11:04
günde üç işe koştu sabah süt sattı öğlen
11:07
temizlik yaptı akşam peynir sattı yıllar
11:11
sonra herkes Reyhan'ı çoban kadındı."
11:14
diye tanıdı ama kimse onun ne dağlarda
11:17
yaşadığını ne de derede yitirdiği
11:20
sevgisini bildi genç adamın ardından ev
11:23
bomboş kalmıştı kapı aralandığında
11:25
içeriye yalnızlık giriyordu sobanın sesi
11:28
artık hüzünle çatırdıyordu reyhan her
11:31
sabah erkenden kalkıyor keçileri ağıla
11:34
götürmek için çocukları uyandırmadan
11:36
çıkıyordu üç oğlunu da büyütmek
11:39
zorundaydı kimse ona yardım edeyim
11:42
demiyordu ilk aylarda köydeki herkes
11:45
Reyhan' acıyarak baktı ama sonra o
11:48
bakışlar yerini sessizliğe bıraktı kimse
11:51
bir dul kadının yanında uzun süre durmak
11:54
istemiyordu kadınlar temkinliydi
11:56
erkekler uzak reyhan isa başını eğiyor
12:00
işine bakıyordu gün boyu keçileri
12:02
dağlara götürüyor akşam ağla dönerken
12:05
çocuklarına yiyecek taşıyordu evin
12:08
penceresini onardı çatıyı kapattı sobaya
12:11
kendi elleriyle boru taktı köyde zamanla
12:15
fısıltılar da arttı genç yaşta dul kaldı
12:19
ama dimdik duruyor diyenler de oldu
12:21
yalnız kadın gözü açık olur
12:24
diyenlerdi reyhan bunlara hiç cevap
12:26
vermedi tek derdi çocuklarıydı onları
12:29
okutmak onlara bir gelecek vermekti genç
12:33
adamın mezarına her hafta gitti mezarın
12:35
başında uzun uzun oturdu konuşmadı ama
12:39
toprağa baktığında yüzünde hüzün değil
12:41
kararlılık vardı bir gün en büyük oğlu
12:44
hastalandı köyde doktor yoktu kar geceye
12:48
sarmıştı dağları ama Reyhan çocuğunu
12:51
sırtına aldı saatlerce karda yürüyerek
12:54
en yakın sağlık ocağına ulaştı ayakları
12:57
donmuştu elleri buz gibiydi ama o
12:59
çocuğunu bırakmadı o gece sağlık
13:02
ocağının bekleme odasında battaniyeye
13:04
sarılmış halde çocuğunun baş ucunda
13:06
uyuya kaldı hemşire sabah geldiğinde
13:10
Reyhan hala ayaktaydı yıllar böyle geçti
13:14
üç çocuk da okul çağına geldi reyhan
13:17
sabah keçilere gidiyor öğle arası eve
13:19
dönüp çocuklara yemek yapıyor sonra
13:21
tekrar dağa çıkıyordu yağmurda ıslandı
13:25
sıcakta kavruldu ama hiç yılmadı bir
13:29
akşam eve döndüğünde en küçük oğlu sordu
13:32
anne neden bu kadar yoruluyorsun reyhan
13:35
başını okşadı "bümeniz için." dedi "sen
13:39
neden büyümüyorsun?" diye sordu bu kez
13:42
Reyhan gözlerini pencereden dışarı
13:44
çevirdi cevap vermedi çünkü içinden
13:47
geçen şu cümleyi söyleyemedi ben büyümek
13:51
değil ayakta kalmak zorundayım reyhan
13:54
çocuklarını yalnız büyütmenin ne demek
13:56
olduğunu en iyi bilenlerden olmuştu
13:59
bayramlarda herkes ailesiyle gezerken o
14:03
evde oğullarının eskiyen ayakkabılarını
14:06
dikiyordu komşular yeni kıyafetler
14:08
alırken Reyhan keçi sütünden yaptığı
14:11
yoğurdu satıp çocuklarına defter
14:13
alıyordu bir gece sobanın başında
14:16
otururken elinde genç adamın eskimiş
14:18
gömleği vardı dikiş tutmuyordu kumaşı
14:22
liyime liyime olmuştu yine de gömleği
14:25
dizlerine serdi yüzüne sürdü birkaç
14:28
dakika öyle kaldı sonra gömleği özenle
14:31
katlayarak eski sandığa koydu sandığı
14:35
kapattı kilitlemedi çünkü içinde genç
14:38
adamın kokusu vardı çocuklar büyümeye
14:41
devam etti en büyük oğul artık keçileri
14:46
yaştaydı reyhan bir gün dağdan
14:48
döndüğünde oğlunun ağıldaki işleri tek
14:51
başına hallettiğini gördü sessizce
14:54
kapının kenarında durdu gözleri doldu
14:57
ama bir şey demedi çünkü onun yükünü
14:59
birileri paylaşmaya başlamıştı artık
15:02
Reyhan daha çok peynir yapıyordu yoğurt
15:05
satışı arttıkça şehre inmesi gerekiyordu
15:08
şehir yolları zordu ama Reyhan buna da
15:11
alıştı omzunda çuvallarla otobüse
15:13
biniyor pazarda tezgah açıyordu onun
15:17
gülen yüzü pazarcılar arasında tanındı
15:20
"köylü kadın." dediler ona ama gülüşüne
15:22
herkes saygı duydu bir gün şehir
15:27
yaklaştı "bu peynirde annemin elinin
15:29
tadı var." dedi reyhan başını kaldırdı
15:33
ve gözleri kızarak kadına "Ben anamı
15:36
özledim." dedi kadın şaşırdı reyhan'ın
15:40
yüzündeki çizgileri izledi gözlerindeki
15:42
yorgunluğu gördü bir daha o peyniri
15:45
başka hiçbir yerden alamadı yıllar
15:48
geçtikçe Reyhan'ın beli biraz daha
15:50
büküldü ama o hala sabah ilk uyanan gece
15:54
son yatan kişiydi oğulları büyümüş birer
15:57
delikanlı olmuştu ev artık sessiz
16:00
değildi genç adamın yokluğu yerini
16:03
oğulların neşesine bırakmıştı ama Reyhan
16:05
geceleri tek başına soba başında
16:07
otururken hala genç adamın ayak
16:10
seslerini bekliyordu bunu kimse
16:12
bilmiyordu sadece sandıktaki gömlek
16:15
biliyordu köydeki sonbahar bir başka
16:18
soğuk geçmişti keçi sürüsü artık sayıca
16:21
azalmış dağ yolları Reyhan'ın ayak
16:23
izlerini daha seyrek görmeye başlamıştı
16:27
üç oğul artık birer genç adam olmuştu en
16:30
büyüğü ehliyet almış ortanca işe girmiş
16:33
en küçüğü ise liseyi bitirmişti reyhan
16:37
onları büyük bir özenle büyütmüştü onlar
16:40
fark etmese de geceleri soba başında dua
16:42
etmiş sabahları aç karnına işe gitmişti
16:45
hiçbirini diğerinden ayırmamıştı hepsine
16:48
aynı peyniri yedirmiş aynı kalın
16:50
battaniyeyi örtmüştü bir gün en büyük
16:53
oğul geldi gözlerinde tereddüt vardı
16:57
"anne keçileri satalım mı?"
16:59
dedi reyhan cevap vermedi önce başını
17:02
çevirdi dağın yamacında otlayan
17:05
hayvanlara baktı yıllarını verdiği her
17:08
birini isimleriyle tanıdığı keçilere her
17:11
sabah birlikte uyandığı akşam birlikte
17:13
eve döndüğü dostlarıydı onlar ne
17:16
yapacağız sonra?" diye sordu sessizce
17:19
"şehre taşınalım daha iyi bir hayat
17:21
kurarız." dedi oğlu reyhan sustu "bu
17:25
suskunluk razı olmaktı ya da razı
17:28
görünmekti belki de oğullarının yolunu
17:30
açmak için sessiz bir
17:32
fedakarlıktı ertesi hafta keçiler
17:35
satıldı reyhan son kez ağla girdi her
17:39
yer boştu duvarlara yaslanıp derin bir
17:42
nefes aldı gözyaşı akmadı ama kalbi
17:45
ağladı birkaç hafta sonra Reyhan ve üç
17:48
oğlu Bursa'nın kenar mahallelerinden
17:51
birinde küçük bir daireye taşındılar
17:53
eski soba getirilmişti bazı eski
17:56
sandalyeler ve genç adamın sandığı da
17:59
sandık evin en kuytu köşesine kondu üstü
18:03
örtüldü ama Reyhan geceleri örtüyü
18:05
kaldırıp gömleğe yine dokundu kimse fark
18:09
etmedi şehir başka bir dünyaydı insanlar
18:13
aceleci komşular mesafeliydi reyhan ne
18:16
camdan dışarıtan hoşlandı ne de dışarı
18:19
çıkmaktan günleri sessizlikle doluydu
18:23
oğulları çalışıyordu ev akşamları
18:26
kalabalıklaşıyordu ama gündüzler
18:28
Reyhan'a hep aynı yalnızlığı sunuyordu
18:31
televizyon karşısında gözlerini kısmış
18:33
halde oturduğu saatler çoğaldı bir gün
18:37
mutfakta bir şeyleri yanlış koyduğunu
18:39
fark etti tuzluğun yerini
18:42
hatırlayamamıştı ardından merdivenleri
18:44
çıkarken denge kaybı yaşadı "oğulları
18:47
yorgunsun." dedi reyhan inandı belki de
18:51
inanmak istedi ama yorgunluk geçmedi her
18:55
gün biraz daha arttı kışa girerken bir
18:58
sabah banyoda uzun süre kaldı kapıyı
19:01
çalan oğul annesini yerde buldu
19:03
bayılmıştı hastaneye götürdüler
19:06
tahliller görüntülemeler derken
19:09
doktorlar yüzlerini asarak içeri
19:11
girdiler "beyinde kitle var." dedi biri
19:14
"tümör." dedi diğeri o an Reyhan hiçbir
19:18
şey demedi sadece başını eğdi oğulları
19:21
yıkıldı ama Reyhan dimdik kaldı o güne
19:25
kadar ağlamayan gözleri o günde kuruydu
19:29
sadece oğullarına baktı onların
19:32
gözlerinde kendisini gördü tedavi
19:34
gerekiyordu ama zaman çok daralmıştı
19:38
doktorlar net konuşuyordu ilerlemiş
19:40
diyorlardı reyhan evdeki eski sandalyeye
19:44
oturup genç adamın gömleğini tekrar
19:46
eline aldı bu kez yüzünü örtmedi gömleği
19:49
dizlerine serdi oğullarına baktı "benim
19:53
sizden isteğim yok." dedi "ama
19:55
birbirinize sahip çıkın." O gece
19:58
oğulları kendi odalarında sessizce
20:01
ağladılar reyhan pencerenin önünde
20:03
oturdu şehir ışıkları gökyüzünü bozmuştu
20:07
o köydeki yıldızları özledi genç adamın
20:10
mezarını özledi keçilerin sesini özledi
20:13
ama en çok yıllarca içinde tuttuğu
20:15
huzuru özledi sabah kalktığında
20:18
saçlarını tararken aynada fark etti
20:21
saçlarının arasında birkaç tel daha
20:23
beyazlamıştı reyhan o sabah kahvaltı
20:26
sofrasına çocukları gibi gülerek oturdu
20:29
onlara çay koydu bir gün dedi insan
20:33
yaşadığı yerin değil yaşattığı sevginin
20:36
kadını olur oğulları anlamadı ama
20:39
yüzündeki o derin huzuru unutmadılar
20:42
haber Azerbaycan'a da ulaşmıştı abileri
20:45
kardeşlerinin hastalandığını duyunca
20:47
yola çıkmaya karar verdi onca yıl sonra
20:50
tekrar Türkiye'ye geliyorlardı reyhan'a
20:53
sarılmak onu son kez görmek için zaman
20:56
artık Reyhan'ın aleyhine işliyordu
20:59
reyhan pencerenin önünde o gece bir şey
21:02
yazmaya başladı sandığın içinden bir
21:04
defter çıkardı kalemi aldı yazdı
21:08
satırlar kısa ama anlamı
21:11
büyüktü reyhan yatağında uyandığında
21:14
odanın içi loştu günün ilk ışıkları
21:16
pencerenin perdesinden sızıyor yüzüne
21:19
dokunuyordu son zamanlarda artık zor
21:22
konuşuyor az yiyor geceleri ise
21:25
neredeyse hiç uyuyamıyordu zihni
21:27
berraktı ama bedeni onu yarı yolda
21:30
bırakmıştı en küçük oğlu sabah çorba
21:32
yapmış büyükleri işe gitmişti odanın
21:35
kapısı aralıktı mutfağın ucundan gelen
21:38
çay kokusu Reyhan'ın ciğerlerine değil
21:40
hatıralarına doldu genç adamın sabahları
21:43
içtiği çay geldi aklına öyle bir yudum
21:46
içişi vardı ki bardak değil sanki umut
21:49
ısınıyordu ellerinde içeri giren en
21:52
küçük oğlu annesinin yanına oturdu
21:55
"bugün rüyamda babanı gördüm." dedi
21:58
Reyhan oğlu sustu bir dağın başındaydı
22:02
yine keçiler vardı etrafında bana doğru
22:04
yürüdü ama yetişemedim dedi oğlu başını
22:08
eğdi reyhan oğlunun saçlarını okşadı sen
22:12
bana benziyorsun ama babana daha çok
22:14
benzemeye çalış o kalbi gibi yaşadı
22:17
sessizdi ama güçlüydü." dedi reyhan'ın
22:20
durumu günden güne ağırlaşıyordu
22:22
oğulları bunu fark etmişti fakat
22:24
kabullenmek kolay değildi en büyük oğul
22:27
hastane randevuları ayarlıyor ortanca
22:30
evin içini derleyip topluyor en küçüğü
22:32
ise Reyhan'ın başından
22:34
ayrılmıyordu azerbaycan'daki abilerine
22:37
haber verildi reyhan'ın durumu kritikti
22:41
abiler yola çıktı fakat zaman hızla
22:44
akıyordu o gece Reyhan pencereden
22:46
gökyüzüne baktı aytepede yıldızlar serin
22:51
sessizlikteydi odanın içinde tek ışık
22:53
baş ucundaki lambaydı yanında genç
22:56
adamın gömleği vardı düğmeleri eksik
22:59
yakası yıpranmıştı ama kokusu hala
23:02
oradaydı reyhan gözlerini kapattı beni
23:06
affetme beni unutma sadece çocukları
23:11
fısıltıyla ertesi sabah oğulları
23:14
Reyhan'ın yanında uyandı gözleri
23:17
kapalıydı yüzünde bir huzur vardı sanki
23:20
rüyasında dağlara gitmiş genç adamı
23:23
bulmuş ona sarılmış gibiydi elini
23:25
tuttular soğuktu reyhan o sabah hayata
23:29
veda etmişti oğulları sessizdi çığlık
23:32
atamadılar çünkü yüreklerinde bir boşluk
23:35
açılmıştı gözyaşları sessizce aktı evin
23:39
içinden değil yüreklerinden döküldü
23:42
abiler ancak öğle saatlerinde eve
23:46
ulaşabildi reyhan'ın ölüm haberiyle
23:49
kapıdan içeri girdiler küçük
23:51
kardeşlerinin yüzüne son kez baktılar
23:54
ellerini tuttular tıpkı küçükken
23:56
yaptıkları gibi "sen bana bizim evin
23:59
kadınlarını hatırlatıyordun." dedi en
24:02
büyük abi cenaze için hazırlıklar
24:05
yapıldı reyhan'ın son arzusu doğduğu
24:08
topraklara dönmekti ama artık gözleriyle
24:11
göremeyeceği bir yolculuk başlamıştı
24:14
reyhan'ın naşı Azerbaycan'a gönderilmek
24:16
üzere hazırlanırken oğulları annelerinin
24:19
eşyalarını topladı bir defter buldular
24:23
üzerinde sadece şu yazıyordu her gün
24:26
yürüdüm geri dönmeyi düşünmedim çünkü
24:29
dönülecek yer değil korunacak yürek
24:33
vardı defteri açmadılar henüz hazır
24:36
değillerdi sandığın içinde genç adamın
24:39
gömleği düğmesiz ama temiz bir şekilde
24:42
duruyordu yanına bir mendil koymuştu
24:45
Reyhan üzerine iğneyle işlenmiş tek
24:48
kelime yalnızdın artık
24:50
değilsin cenaze uçağı kalkarken oğulları
24:53
pistin ucunda bekledi küçükoğul valizin
24:57
üzerine iliştirilmiş etiketteki isme
24:59
baktı reyhan son kez gökyüzüne döndü
25:02
gözleri doluydu ama ağlamadı çünkü
25:05
annesinin istediği tek şey vardı dimdik
25:08
durmaları reyhan doğduğu toprakları
25:10
göremeden ama yüreğinde taşıyarak
25:13
hayatına veda etti abileri kardeşlerini
25:16
Azerbaycan'da aile mezarlığına
25:18
defnettiler mezar taşında yazan tek
25:21
cümle onu anlatıyordu ben gurbette
25:25
reyhand reyhan toprağa verileli birkaç
25:28
hafta olmuştu azerbaycan'daki defin
25:30
töreninde yalnızca gözyaşı değil
25:33
geçmişin bütün ağırlığı da toprağa
25:35
karışmıştı kardeşleri onu kendi
25:38
vatanında defnetmenin burukluğunu
25:39
yaşarken Reyhan'ın üç oğlu Bursa'daki
25:42
evlerine döndüler ev sessizdi
25:46
annesizliğin ne demek olduğunu ilk kez
25:48
bu kadar derinden hissettiler reyhan'ın
25:51
sesi sanki duvarlardan silinmişti tül
25:54
perdeyi rüzgar hafifçe savuruyor ama o
25:57
perdenin arkasında artık kimse
26:00
oturmuyordu ocakta yemek kokusu yoktu
26:03
kapı önünde sabahları toplanan keçiler
26:05
yoktu oğullar için dünya
26:08
durmuştu bir gün en büyük oğul annesinin
26:12
yastığının altındaki eski bir zarfa
26:14
rastladı üzerinde titrek ama tanıdık bir
26:17
el yazısı vardı oğullarıma üçü de oturdu
26:22
hiçbir şey söylemeden zarfı açtılar
26:25
içinden katlanmış incecik bir kağıt
26:27
çıktı annelerinin kokusu sinmişti kağıda
26:32
başladılar canlarım gözümün nuru üç
26:34
fidanım ben bu satırları yazarken hala
26:37
yanımdasınız ama içimde biliyorum ki
26:40
vaktim az benden size kalacak bir servet
26:43
yok çünkü hayatı birlikte kazıdık
26:46
toprakla birlikte ektik sabrı birlikte
26:49
biçtik umudu ben size altın değil alın
26:52
teri bıraktım ben size şehirler değil
26:54
dağlar bıraktım ben size zenginlik değil
26:58
merhamet bıraktım ben size yumuşacık
27:00
eller değil nasırlı ama onurlu eller
27:03
bıraktım çocuklarım belki size bazen
27:06
sert göründüm belki bazen çok sustum ama
27:10
bilin ki sustuklarım hep size dokunmasın
27:13
diyeydi bir zamanlar sadece keçilere
27:16
seslendiğim dağlar sizin
27:18
kahkahalarınızla şenlendi ben o dağlarda
27:22
kadın değil anne oldum beni aramayın
27:25
çocuklarım ben bazen o eski derenin
27:29
kıyısındayım bazen keçilerin iz sürdüğü
27:32
patikada bazen akşamüstü eve dönen
27:36
gölgelerinizdeyim ben artık bir dağ gibi
27:38
sessizim ama rüzgar eserken beni
27:41
duyacaksınız ve ne zaman birbirinize
27:44
sarılırsanız ben de oradayım canlarım
27:47
birbirinize sahip çıkın ve beni
27:50
dualarınızda yaşatın ben sizdeyim her
27:54
zaman o satırları okuduktan sonra
27:56
hiçbirinin sesi çıkmadı üçü de sustu
28:00
çünkü kelimeler yetersizdi reyhan son
28:03
mektubuyla bir kez daha onları
28:05
büyütmüştü artık fiziksel olarak yanında
28:08
olmasa da en çok şimdi hissediliyordu
28:11
varlığı ertesi sabah üç kardeş evin
28:14
arkasındaki tepeye yürüdü reyhan'ın
28:17
keçileri en çok sevdiği açıklığa
28:19
vardılar en büyük kardeş küçük bir taş
28:22
yığını yaptı üzerine bir tülbent serdi
28:25
ortanca kardeş o taşın yanına bir çoban
28:29
değneği dikti en küçükleri ise yere
28:32
annesinin adını yazdı reyhan bir dua
28:36
her biri sessizce annelerinin sesini
28:39
duymaya çalıştı rüzgar usulca esti sanki
28:43
Reyhan'ın eteği değmiş gibi savruldu
28:46
çimenler o an hepsi anladı annesi
28:50
gitmemişti sadece gözle görülmeyen bir
28:52
yere geçmişti o günden sonra hayatlarına
28:55
devam ettiler ama her bayramda her
28:59
yağmurda her yıldızlı gecede Reyhan
29:01
konuşuyordu kimi zaman bir rüzgarla kimi
29:05
zaman soba dumanında kimi zaman düşen
29:08
bir yaprakta ve onlar da her zaman cevap
29:12
verdiler biz seni hiç unutmadık ki
29:22
anne yaşanmış Gerçek Hikayeler kanalına
29:24
abone olmayı ve videoyu beğenmeyi ihmal